25 Kasım 2021 Perşembe

 

AKŞAM SEFASI

Kırmızı topuklu ayakkabılarının tıkırtıları yerini öfkenin sert adımlarına bırakmıştı. Nermin gözyaşlarının buğusundan önünü göremiyordu. Yıllarca emek verdiği iş yerinden bugün kovulmuştu. Bunca zamandır gururunu bile hiçe sayıp o mendebur herife katlandığı için kendine kızıyordu. Eve çok yaklaşmıştı sek sek oynayan çocukları fark etmeden sayıların üzerinden geçip evin kapısına geldi.  Çantasında anahtarını ararken telefonu çalmaya başladı. Şimdi hiç sırası değil diye düşündü ama öyle ısrarla çalıyordu ki tüm nezaketini bir kenara atıp “ne var” diyerek telefonu açtı. Arayan kişi bankacıydı ve kredilerin aksadığını 2 ay geriden geldiklerini anlatıyordu. Nermin konuşarak eve girdi çantasını bir kenara atıp ayakkabılarından kurtularak yatak odasına doğru yürüdü. Yatak odasının kapısında kalakalmıştı telefondaki ses dışarıdan duyuluyordu “Alo Nermin hanım bakın ödenmemiş görünüyor bu ayla birlikte 3 aylık kredi borc-“ Nermin telefonu elinden düşürüp gördüğü manzarayı anlamaya çalışıyordu. O sırada yatakta yarı çıplak yatan kocası ona sadece “hayatım senin burada ne işin var” diyebildi. İnsan aldatma anında yakalanınca ne diyeceğini nereden bilebilirdi ki? Yanındaki genç kızın paniklemesi ve giyinmeye çalışması vasat bir oyunculuktu. Aslında “durum göründüğü gibi değil açıklayabilirim” demesi gerekiyordu tabi bu 3.sınıf bir yaz dizisi olsaydı. Ama her şey gerçekti ve pişkince soru soruyordu. Öyle ya senin burada ne işin var, görmeseydin hiçbir sorun olmazdı. Kocan seni yıllardır yaptığı gibi aptal yerine koymaya devam ederdi. Nermin gördükleri karşısında hiçbir şey yapamadı onlar adına utanmıştı. Eşyalarını alıp hemen evden çıktı. Rıfat arkasından sadece seslenmekle yetindi. Nermin bu kadar kötü olayı üst üstte yaşabilmek için fazla hassas bir kalbe sahipti ama her kamçı onu kendine getirip güçlendiriyordu. Nereye gideceğini ne yapacağını bilmez haldeydi. Sokağın karşısına geçti hızla yürürken önüne bir akşam sefası düştü. O güzelim renkler saksının içinde dağıldı. Nermin nereden düştüğünü görmek için kafasını kaldırıp perdesi camdan sarkan pencereye baktı. Bağrışmalar tüm mahallede yankılanıyordu. Nermin bir süre bekledi etrafına baktı sanki bir tek o duyuyor gibiydi, kimse tepki vermiyordu. Eğilip yerdeki çiçeği almak istedi , o sırada dış kapı açıldı. Sesle irkilip bir adım geri attı ve karşısında üstü başı dağılmış elinde çantasıyla bir kadın gördü. Birkaç saniye bakıştılar, sessizce anlaşmışlardı sanki. Saçının bir tutamı tülbentinden çıkmış gözlerinin karası ağlamaktan parlıyor. Nermin ne olduğunu anlayamadan kadının arkasından gelen iri yapılı adamı görünce elinden tutup koşmaya başladı. İki kadın sokağın sonuna kadar koştu. Karşıya geçerken arkadan gelen uzun bir otobüs sayesinde ne tarafa döndükleri görünmedi ve atlattılar. Dar bir sokağa girip kaldırıma oturdular nefes nefese kalmışlardı. Bakıştılar ve gülmeye başladılar. Öyle kahkaha atıyorlardı ki neredeyse yakalanacaklardı, sesleri çınladı. Kendilerini zor durdurdular.

Kocan mıydı gelen?

Evet. Adı batasıca.. (eliyle baş örtüsünü düzeltmeye çalışırken yüzünü eğerek morlukları da gizlemeye gayret ediyordu)

Ee ne yapacaksın şimdi, karakola gidelim mi?

Yok olmaz adam beni öldürür

E zaten onun için gidiyoruz kocan seni öldürecekti neredeyse

İki kadın bomboş bakıştı. İki ayrı dünyadan sanki farklı dillerde konuşuyor gibiydiler. Nermin kalkıp karşı büfeden iki su aldı. İkisi de birbirini inceledi. Nermin kırmızı ince topuklu bir ayakkabı giymiş, siyah kalem eteği beyaz gömleği ve fönlü saçları ile çok zarif görünüyordu. O da karşısındaki kadına baktı üzerindeki çiçekli elbiseye örgü hırkasına, güzelliğine ve güvensizliğine. Suyu uzatıp yanına oturdu.

Adın ne? Benim Nermin.

Esin benim adım abla

Abla mı? O kadar yaşlı mı duruyorum ya(gülümsedi)

Yo abla ben..

Boş ver neyse.. abla deme bana hadi gel bi yemek yiyelim bari madem karakola gitmeyeceksin.

Mahalleye çok yakın olmak istemedikleri için otobüsle birkaç durak gittiler. Birbirinden bi haber iki kadın sanki omuz omuza verip her sorunu aşabilecek gibi güç buluyordu. Aralarındaki sessiz güven bağı onları yeni tanışan değil de iki eski dost gibi gösteriyordu. Restorantta Nermin Esin’in çekingen tavırlarından halini anlayıp ikisi adına sipariş verip rahat olmasını söyledi Esin onu hayranlıkla izleyip:

Ne güzel çalışan kadının hali başka oluyor. Biz hep adamın eline bakıyoruz. O da içkisinden başka bir şey düşünmüyor söyleyince de işte…

Esin buna katlanmak zorunda değilsin bak tanıdığım avukat var eğer boşanma davası açmak istersen

Nermin daha sözünü bitiremeden Esin lafa girdi

Yok Nermin ne boşanması tövbe de olur mu öyle şey? Hem bakma arada oluyor böyle ama her gün de kavga etmeyiz sağ olsun çarşımı pazarımı yapar.. çocuklarımın babası..o nasıl laf evlilikte olur böyle şeyler

Nermin avazı çıktığı kadar bağırmak istiyordu Esin’i omuzlarından tutup sarsmak. Bugüne kadar savunduğu ne varsa yıkılıyordu tüm değerlerini bugün kaybetmiş gibiydi. Karşısında durduğu her bir yanlış onu kuşatmış kaçamıyordu. En acısı da bu. Anlatsa bile onu dinlemeyecekti. O kadar uzaktı ki düşünceleri Nermin’in inandıklarını Esin hayal bile edemiyordu ve bu gerçek Nermin’i daha da yaralıyordu. Daha yeni tanıştığı bir kadına ne kadar karışabilirdi ki üstelik kendini savunacak, koruyacak halde bile değil.

Buradan nereye gideceksin Esin, eve mi gideceksin tekrar seninle gelebilirim istersen?

Allah senden razı olsun melek gibi çıktın karşıma ama yok eve gitmem şimdi beyin bi siniri geçsin ben annemgile giderim çocuklar da orada zaten benim yiğenlerle oynamaya gitmişlerdi..akşama kalırım anam idare eder şimdi babam filan bilmese de olur.

Esin içinden geçenleri bile yüksek sesle söylüyordu öyle yalansız öyle temiz. Nermin O’nun gibi olmak istedi bir an. Anlatabilmek, dökülmek.

Peki hadi kalkalım o zaman (sadece bir anlığına düşünüp vazgeçti. Hesabı ödedi. Esin kendini mahcup hissetmesin diye bir gün ona çaya geleceğine söz verdi.)

Esin annesinin evine gitmek için yanından ayrıldı. Nermin dalgındı yürüyordu ve sahile vardı. Deniz havasının çözemediği sorun, iyileştirmediği yara yoktur. Bir banka oturup derin bir nefes aldı. Çantasından telefonunu çıkarıp baktı defalarca aramış ve mesaj atmıştı. Bunca zaman aldatıldığını nasıl anlayamadığını düşündü. Kariyer hırsı onu bu hale mi getirmişti yoksa gerçekten onun da suçu var mıydı? İşte oldu sonunda eril düşünceler onu da sardı ve eşinin hatasında kendinden bir pay aramaya başladı. Sonra işyerini düşündü. Hak ettiği terfiyi almak için patronun ona yakınlaşmak istediği ve onu reddedince nasıl kendisini suçladığı. Erkekler bugün için anlaşmış gibiydi. Aklına geldi hemen avukat arkadaşını aradı.

Aysel canım merhaba. Ben seni bugün aradım ya işyeri ile alakalı patrona dava açmayalım dedin açalım canım.. ben sonuçlarına razıyım..şey bir de sen boşanma davalarına da bakıyor muydun?

Banktan kalkıp sahil boyu yürürken Aysel ile telefonda konuşmaya devam etti. Nereye gideceğini düşünürken o da Esin gibi en güvenilir limana annesine gitmeye karar verdi.

Yarım saat sonra elinde bir kutu tatlı ile annesinin kapısındaydı. Bir süredir görüşemiyorlardı annesi kızını görünce çok sevindi hemen kucakladı.

Ah canım benim nasıl özledim seni her gün sesini duymak yetmiyor güzel kızım. Aa pasta mı aldın ..ay dur kutlama için geldin sen tabi zaten bu saatte ne işi var bu kızın diyorum ben de 

Bugün herkes öyle diyor?

Nasıl anlamadım?

Boş ver anneciğim evet erken çıktım bugün fırsatım olunca da sana bir sürpriz yapmak istedim

O zaman terfiyi aldın. Nasıl sevindim (o sırada kapı çaldı ve gelen Rıfat’tı)

Annesi kapıyı açar açmaz konuşmaya devam edince ne Rıfat ne de Nermin bir şey söylemedi

Canım oğlum hoş geldin gel gel siz bana sürpriz mi yaptınız o zaman hemen sofrayı kuruyorum ah keşke önceden söyleseydiniz neler neler hazırlardım ama artık olanların yanına ekleriz bir şeyler. Damat bak sana ayırmıştım birkaç duble içeriz değil mi?

Tabi anneciğim olur.

Sonuçta kutlama yapıyoruz kızım terfiyi almış oo sen de çiçekle gelmişsin bak hiç görmedim kızım vazoya koyayım giderken götürürsün kurumasın

Annesi Rıfat’ın elindeki çiçekleri alıp mutfağa geçti. Nermin nasıl bu kadar yüzsüz olduğuna şaşırıyordu. Rıfat sessizce özür diliyordu. Telefonları açmayınca burada olacağını tahmin etmişti. Nermin yanında durmak istemediği için annesine yardım etmeye gitti. Aralarındaki soğukluğu belli etmemeye çalıştılar. Yemekler hazırlanıp sofraya oturdular o sırada televizyon açıktı bir magazin haberi dönüyordu. Annesi haberlere yorum yapmaya başlamıştı.

Ne oluyor yani evlen boşan evlen boşan. Bu gençler evliliği oyun sanıyor sanırım. Yok aşk bitti heyecan bitti. Olur mu öyle şey? Bak Münir’im göçtü gitti bizim sevdamız hiç bitmedi değil mi Münir bey (elindeki içti kadehini televizyonun yanındaki fotoğrafa kaldırdı.)

Babacığım size çok aşıkmış.

Aa tabi oğlum bizim ki büyük aşktı. Edebiyat fakültesinde bir şiir yarışması olmuştu. Münir de katılmış ama benim haberim yok. Daha arkadaş bile sayılmayız. Sonuçlar açıklandı bu birinci olmuş. Çağırdılar kürsüye çıktı herkesin önünde şiirini okudu sonunda da demesin mi bunu senin için yazdım Sevda’m.

Sen bana bunu hiç anlatmadın anne.

E sormadın ki. Biraz meraksızsın kızım ne yapayım. (gülüştüler)

Rıfat o şiiri sorunca Sevda hanım sandıktan çıkarmak için gitti. Nermin magazin haberlerini değiştirip yerel bir kanaldaki haber bültenini açtı. Bir son dakika haberi geçiyordu o sırada Sevda hanım gelip televizyonun sesini kıstı.

Hadi bakalım madem andık okuyorum size şiiri.

“ Geçmiyor içimin sızısı gül dikeniyle olmamışsa yaren

Neyleyim bu gün ışığını damla damla dökülen 

Görmeyeceksem seni her sabah her an her saniye 

Ver bana bir umut bir tebessüm bir tutam saç telinden

….”  Sevda hanım şiiri büyük bir keyifle okurken Nermin haberlere kulak kabartıp sesini açtı. Annesi ve Rıfat ne olduğunu anlayamamıştı ama Nermin’in yüzü bembeyaz olmuştu. 

“Bir son dakika haberimiz daha var sayın seyirciler. Maalesef kadına şiddet bitmiyor. Bugün yine öğle saatlerinde bir otobüs durağında bir kadın eşi tarafından öldürüldü. Güpe gündüz yol ortasında bıçaklanan kadın orada can verdi. Katil zanlısı kaçmaya çalışırken yol kenarındaki bariyerlere takılıp düşmesiyle yakalandı. Vahşi kocanın yüksek oranda alkollü olduğu belirtildi. Cinayetin sebebi bilinmemekle birlikte 34 yaşında iki çocuk annesi kadının kimliği bildirildi. Adı Esin Yalçın.”



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder