9 Ekim 2014 Perşembe

daha fazla gidemeyeceğini anladı angrit eğildi ve yerde duran bir sonrabah yaprağını eline aldı önündeki uzun sessiz yola bakarak elindeki yaprağı avucunun içinde parçaladı ve anlamıştı ne nefret ne intikam ne kin... affetmek kadar huzur vermedi angrit affetti ve bundan sonra sadece düşmanın gözlerine bakıp gülümseyecekti kendi savaşı başlamıştı sırtlandı yeniden çantasını uçar gibi adımları vardı iki eli çantanın kollarında hayaller büyüyordu gözlerinde hırslandıkça adımları da hızlandı kararlıydı Angrit umutluydu hemde en yanlış kararı verdiğinden bi haber..o günün akşamı şiddetli bir yağmur yağdı 12 yaşındaki Carrie büyük karanlık bir evde tek başına annesini beklemek için biraz küçüktü sanki , her seste ürkerek oyuncak köpeğine sarılıyor pencerenin dibinde perdeyi aralayarak saatlerdir annesini bekliyordu küçük kız. Belli ki uykusuzluk yorgun düşürmüştü Carrie'yi annesinin geldiğini görmemiş çalan kapıyla birden yerinden kalkmıştı. Angrit sırılsıklamdı eve geldiğinde ve nefes nefese kızına 'sakın soru sorma' dercesine keskin bir bakış atıp hemen banyoya gitti ve ılık bir duş aldı. Carrie korkmuştu ne olduğunu anlamaya çalışıyordu küçük kız dün sabahtan beri annesinden haber alamıyor Carrie korkmuştu ne olduğunu anlamaya çalışıyordu küçük kız dün sabahtan beri annesinden haber alamıyor evde çaresizce annesini bekliyordu onu karşısında görünce derin bir nefes aldı sarılmak istemişti ama annesinin kaçışı onu hayal kırıklığına uğrattı. Carrie banyo kapısının önüne oturup kucağında oyuncak köpeğiyle annesinden ağzından çıkacak bir kelimeyi bekliyordu. Angrit biraz daha iyi görünüyordu bornozuna sarılmış belli dışarda çok üşümüştü banyodan buharlar çıkıyordu. Carrie ye baktı küçük kıza gülümseyip kucakladı sımsıkı sarıldı ve hiç bir şey demeden birlikte Carrie nin odasına geçtiler annesi küçük kızı sarılarak uyuttu bi an öce uyumak istiyorlardı yeni günden beklentileri umutları vardı beliki ve Angrit ne olduğunu nerede olduğunu söylemedi hiç söylenmeyecekti de..eylül sabahı olduğu bahçede biriken sarı ağaç yapraklarından belliydi güzel anne kızı komşunun köpeğinin bahçelerinde koşuşturması uyandırmıştı Carrie sesleri duyunca hemen bahçeye fırlayıp sevimli köpek ve komşularının oğlu Frenk ile oynamaya başladı. Carrie her şeyden habersiz bambaşka bir dünyada yaşıyordu adeta oyuncakları odası hayalleri minicik bir dünyası vardı Angrit camdan kızının mutluluğunu seyrediyor aslında onun herşeyden habersiz masum hayatından dolayı şükrediyordu. Angrit genç yaşta anne olmuştu üniversitede tanıştığı erkek arkadaşıyla evlenip karavanla dünya turu yapacaklardı. Angrit evlilklerinin başlarında hamile kalınca bir süre Angritin babasının büyük evinde hepbirlikte yaşadılar annesini çok küçük yaşta kaybeden Angrit için babası mutlu olması için elinden geleni yapıyor hatta genç çiftte maddi destek olup onların sadece okullarını bitirmelerini istiyordu. Ancak hız tutkunu olan genç baba Angritin eşi bir kazada hayatını kaybedince tüm gençlik hayalleri yıkılmıştı. Carrie doğduktan sonra ona tam teselli olurken Angrit babasınıda 2 yıl sonra kalp krizinden kaybedince sadece kızı ve büyük evleri kalmıştı.Annesinin hikayesini neredeyse bilmeyen Carrie sakin ve zeki bir çocuktu okul vakti geldiği için annesi hazırlanması için onu çağırdı bugün okula annesiyle gidecekti Carrie. Angrit bu sabah her zamankinden daha da çok anneydi..


24 Ocak 2014 Cuma

***mükemmel***
https://www.youtube.com/watch?v=McLh9REsMpo