daha fazla gidemeyeceğini anladı angrit eğildi
ve yerde duran bir sonrabah yaprağını eline aldı önündeki uzun sessiz yola
bakarak elindeki yaprağı avucunun içinde parçaladı ve anlamıştı ne nefret ne
intikam ne kin... affetmek kadar huzur vermedi angrit affetti ve bundan sonra
sadece düşmanın gözlerine bakıp gülümseyecekti kendi savaşı başlamıştı sırtlandı yeniden çantasını uçar gibi adımları vardı
iki eli çantanın kollarında hayaller büyüyordu gözlerinde hırslandıkça adımları
da hızlandı kararlıydı Angrit umutluydu hemde en yanlış kararı verdiğinden bi
haber..o günün akşamı şiddetli bir yağmur yağdı 12 yaşındaki Carrie büyük
karanlık bir evde tek başına annesini beklemek için biraz küçüktü sanki , her
seste ürkerek oyuncak köpeğine sarılıyor pencerenin dibinde perdeyi aralayarak
saatlerdir annesini bekliyordu küçük kız. Belli ki uykusuzluk yorgun düşürmüştü
Carrie'yi annesinin geldiğini görmemiş çalan kapıyla birden yerinden kalkmıştı.
Angrit sırılsıklamdı eve geldiğinde ve nefes nefese kızına 'sakın soru sorma'
dercesine keskin bir bakış atıp hemen banyoya gitti ve ılık bir duş aldı.
Carrie korkmuştu ne olduğunu anlamaya çalışıyordu küçük kız dün sabahtan beri
annesinden haber alamıyor Carrie korkmuştu ne olduğunu anlamaya çalışıyordu küçük kız
dün sabahtan beri annesinden haber alamıyor evde çaresizce annesini bekliyordu
onu karşısında görünce derin bir nefes aldı sarılmak istemişti ama annesinin
kaçışı onu hayal kırıklığına uğrattı. Carrie banyo kapısının önüne oturup
kucağında oyuncak köpeğiyle annesinden ağzından çıkacak bir kelimeyi
bekliyordu. Angrit biraz daha iyi görünüyordu bornozuna sarılmış belli dışarda
çok üşümüştü banyodan buharlar çıkıyordu. Carrie ye baktı küçük kıza gülümseyip
kucakladı sımsıkı sarıldı ve hiç bir şey demeden birlikte Carrie nin odasına
geçtiler annesi küçük kızı sarılarak uyuttu bi an öce uyumak istiyorlardı yeni
günden beklentileri umutları vardı beliki ve Angrit ne olduğunu nerede olduğunu
söylemedi hiç söylenmeyecekti de..eylül sabahı olduğu bahçede biriken sarı ağaç yapraklarından belliydi güzel
anne kızı komşunun köpeğinin bahçelerinde koşuşturması uyandırmıştı Carrie
sesleri duyunca hemen bahçeye fırlayıp sevimli köpek ve komşularının oğlu Frenk
ile oynamaya başladı. Carrie her şeyden habersiz bambaşka bir dünyada yaşıyordu
adeta oyuncakları odası hayalleri minicik bir dünyası vardı Angrit camdan
kızının mutluluğunu seyrediyor aslında onun herşeyden habersiz masum hayatından
dolayı şükrediyordu. Angrit genç yaşta anne olmuştu üniversitede tanıştığı
erkek arkadaşıyla evlenip karavanla dünya turu yapacaklardı. Angrit
evlilklerinin başlarında hamile kalınca bir süre Angritin babasının büyük
evinde hepbirlikte yaşadılar annesini çok küçük yaşta kaybeden Angrit için
babası mutlu olması için elinden geleni yapıyor hatta genç çiftte maddi destek
olup onların sadece okullarını bitirmelerini istiyordu. Ancak hız tutkunu olan
genç baba Angritin eşi bir kazada hayatını kaybedince tüm gençlik hayalleri
yıkılmıştı. Carrie doğduktan sonra ona tam teselli olurken Angrit babasınıda 2
yıl sonra kalp krizinden kaybedince sadece kızı ve büyük evleri
kalmıştı.Annesinin hikayesini neredeyse bilmeyen Carrie sakin ve zeki bir
çocuktu okul vakti geldiği için annesi hazırlanması için onu çağırdı bugün
okula annesiyle gidecekti Carrie. Angrit bu sabah her zamankinden daha da çok
anneydi..