9 Temmuz 2018 Pazartesi

Telefon elinden düşmüyor!

Ne yapıyoruz farkında mısınız? Sabah gözlerimizi açar açmaz daha yüzümüzü bile yıkamadan, telefonun kör edici ışıklarına aldırmadan o telefon ile ne yapıyoruz? Alarmını kapatıp sövenlere selam olsun ama ben aslında ne yaptığımızı söyleyeyim 'bildirim bekliyoruz'. Evet çok ilginç ama biz uyuduğumuz sırada insanların sosyal medya paylaşımları ya da gelen mesajlar mailleri mi çok umrumuzda acaba! Tabi bunun için özel ilgisi olanlar vardır ama biraz dürüst olalım. Genç bir erkek ilgiyle takip ettiği kızın gece attığı storylerden daha çok ondan gelecek bir mesaja heycanlanacaktır. Ya da kariyer hedefinde olan birisi tanıtım mailinden çok gelecek yeni iş teklifi hayali ile bakıyordur o telefona. Yani kişilerin ne yaptıkları, dünyada neler olduğu değil bizim bu olayların neresinde olduğumuz ve bu durumlarda gördüğümüz ilgidir önemli olan. Sosyal medyada paylaştığımız fotoğrafın ne anlattığı, nasıl bir duygu barındırdığı değil kaç kişinin beğendi, hangi filtreyi kullandığımız ya da yapılan güzel yorumlar önemlidir. Ve biz hiçbir şey için sabahın o güzel günün ilk ışıklarını elektronik bir alet ile harcayıp bu denli meraklı olmamışızdır. Düşünün! En önemli en özel zamanlarımız. Mesela üniversite sınavı. Kesinlikle tarihi bir gün elbette bir son değil ama erken yatıp erken kalkıp, dinç hissedip iyi bir kahvaltı yapmak varken bunların arasına sınav selfysi ekleniyor. O yüzden sınavda rahat kıyafet giymek yerine kamerada güzel görünecek makyaj yapılması önemli oluyor. Kendi düğününde elinde telefonla canlı yayın yapan gelin damat var. Umarım ki sadece düğünle sınırlı kalır. Biz hayatlarımızı bu kadar deşifre etmeye mecbur muyuz? Evet mecbur bırakılıyoruz. "Sevgilisi var biz cafede gördük ama tek fotoğraf koymuş demekki ailesi bilmiyor" tebrikler Einstein! biliyor ya da bilmiyor insan sevdiceğini herkesler görsün istemiyordur belkide. "Hayret bir şey düğün oldu daha bir fotoğraf bile koymadı." Neden sen düğün fotoğrafçısı mısın komisyon mu alacaksın. Evlere asılıyor ya boy boy yetmez mi? "Ay bi çocuğu oldu suratını emojilerle kapatıp duruyor hayır bizde doğurduk ne var" Ne mi var! Şimdi söylerdim ama ülke gündemi yeterince iç karartıcı keşke emojili halinde bile konulmasa. Paylaşım az yapan hayatını merak ettirene zulüm var. "Tatil fotoğraflarını koy uzaktaki akrabalar görsün." "Eşinle fotoğraf koy güzel şeyler yaz bide kalp koy dosta düşmana karşı rezil olmayalım" Rezil! Olduk bile ablacım. Birde daha değişik versiyonlar varki bunlar 50yaş üstü sosyal medyaya geç kavuşmuş ve asla bırakamayanlar. Bana neden yorum yapmadın, gönderimi beğenmedin ay beni etiketlemedin diye darlarlar. Bir zamanlar gençlere ellerinden telefon düşmüyor diye kızıp şimdi her gördüğü gençten "ay biri beni mi eklemiş ay biri mi dürtmüş mutlu hissediyoru nasıl yapıyorduk" diyenler. Aynen bildin bildin. Yok mudur bunun bir sınırı. Hastanede yoğun bakımda yatan yakınını internet paylaşmak nedir. Özel amaçlarla yapılmıyorsa ki bahsettiğim kişiler sosyal sorumluluk projeleri yürütmeyen insanlar tabiki neden bu merak. Ben merak etmiyorum. Yediğiniz içtiğiniz sevdiğiniz sizin olsun bize duygularınızı anlatın. Yazın hatta. O açıklama kısmına yalandan etiketler koymayın hissettiklerinizi yazın. Öyle zor alışkanlıklar edindik ki nasıl kurtulacağız belli değil. Sosyal medya kullanmıyorum, internet kullanmıyorum diyene öyle değişik bakıyoruz ki sanki tek doğru bizimkiymiş gibi. Bunlar birer ihtiyaç hatta araç çok güzel amaçlara hizmet ediyor doğru ama bunu hayatının bir parçası yerine koymak eksikliğini hissetmek daha büyük eksiklikler yaşadığımızın işareti. Bir internet fenomeni olmayacaksak çok ta derde düşmesek sanki! Elbette tüm bu örneklere kendimi de katıyorum. her ne kadar farkında olsam da bende bu yanlışların bazılarını yapıyorum. O zaman farkındalığımızı daha çok arttırıp birbirimize destek olalım. Bir yerden başlayalım.