10 Mayıs 2016 Salı

şişe içinde mektuplar-okyanusa

ve yeni bir kış akşamı..
yeni yıla yaklaştıkça sevimleşen akşamlar..hüzünlü günlerin bıraktığı umutla yeni bir yıl beklentisi...
belkide mutlulukların her zamankinden daha da fazla olduğu bir yıldır belki her zamankinden daha çok gülmüşüzdür..ama bazen bir gözyaşı milyon kahkahayı unutturabiliyor ve insan umut etmek istiyor...
içinden , en derinden 'olmayacak ama' diye başlayan tüm hayalleriniz için giderek soğuyan kış akşamlarında hadi sıcak bişeyler içelim..belkide 3-2-1 happy new year diye bağırmak için koskoca bir ayı umut içinde boş heyecan ve bekleyişle geçireceğiz..neden boş! hayal kurarken bile umutsuzluk neden! nedir bu kendine karşı acizlik! ben bunları istiyorum yapacağım olacak! neden bu kelimeler kocaman görünürki gözümüze..
kendimiz hariç herkese özgüven gösterileri yaptıktan sonra sadece kendimize günah çıkarıp bu kadar çaresiz hissetmek niye!
çok düşünüp çok yargılamak....

şişe içinde mektuplar-okyanusa

nasıl acır canımız..
etini cimcirerek mi.. bi kesik yada morlukla mı gösterebiliriz bunu..
peki ya hiç bi darbe almadıysak ve acıların en büyüğünü yaşıyorsak..
asıl o zaman 'can'ımız acımaz mı?
yürek sızıntısı ne diş ne kulak ağırısı..
ne ilacı ne iğnesi var...
bolca ağlanır mümkünse en tatlı peluşa sarılıp battaniye içeriside , en depresif şarkılar eşliğinde..
çok sümüklü bi insan olduğunu farkedincede biraz gülüp hayatındaki gerekli gereksiz her insana takılıp biraz kafa dağıtıp finalide uyku ile yapılır..
biraz uzun bi reçete oldu belki ama 'hüzün' ilk etapta bunları yaptırır! kaçınılmaz...
ne zamanki mantık devreye girer ve sen düşünmeye başlarsın o zaman...
en güzel antidepresanlarını da bulursun..
...sabah uyandığında güneşi görürsün mesela bi kahve kokar..

9 Mayıs 2016 Pazartesi

şişe içinde mektuplar-okyanusa

inanmak nedir? peki ya bunu sorgulamak..öyle korkuyoruz ki soru sormaktan, istemediğimiz cevaplar almamak için sormuyoruz dinlemiyoruz araştırmıyoruz bile. peki bizden önce inanmış insanlar var diye onları körü körüne takip etmek ve hiç sorgulamamak ta doğru mu? hani söz konusu kader kısmet olduğunda 'allah akıl fikir vermiş' diyenler-bu aklı doğumu evreni inancı sorgulamak için neden kullanmazlar. ve nedense bunları öğrenmeye çalışmak inançsızlıkla suçlanır halbuki benim tanrım bu öğrenme istediğimi yargılamazken sahi senin tanrın farklı mı? içinden bir 'acaba' geçiyor ve bunu sadece söylemek paylaşmaksa günah sen zaten tanrıya hiç inanmıyorsun yoksa bilirdin iman içimizdedir. bunu kimse bilmez göremez.
şimdi korkular çıkıyor yeni yeni insanlar kendi dininden korkar hale gelmiş aslında pekte tabii olan durumlardan kaçınılıyor bunun sebebi en başından yaptıkları yanlış gibi dini inanmayı korkulara dayatarak öğretmeye çalışmak hani hiç beğenmediğiniz gavur dediğiniz müslüman olmadığı için kafir olan insanlar işte onlar daha saygılıyken hem kendine hem bizlere hem inanmayanlara...

3 Mayıs 2016 Salı

Tanrı'nın bilmediği bir yer

sevgili insanlar ve sevgisiz ego sahipleri.. hiç mi korkmazlar büyük büyük kibirlerinin altında ezilmekten hiç mi korkmazlar. ah berrak denizleri olan sahillere büyük mor yapraklar dökülmüş caddelere gidemedik kaçamadık sevdiğimiz yurdumuzdan..hiç mi bilmezler..
ve insan en yüce duyguyu aradı durdu yıllarca kimi zaman dağlarda tepelerde yukarılara gitti göğe yükselmek adına kimi zaman en yeşilde en karanlıkta kuytu bucak ormanlarda yalnız içsel yolculuklara kimi zamanda derin bambaşka binlerce maviye serin sulara..
en yüce duygusu kaçmak oldu hep..kendinden kaçtı insan
keşif dedi öğrenmek bulmak bilmek dedi
bazen aşk bazen hüzün ya da ilahiyat dedi
en güzel duygu kaçmaktı ama tanrının bizi göremediği bir yer bulmak

mavi köşk

en son ne zaman birisinin gülüşü için ölmeye değer dediniz..
ölüm ne kolay halbuki dilde her şey ne kolay
ama bir sonlandırma tutkusu bir çareyi kaçışlarda bulma her insanda vardır aslında
ama ölüm ya son değilse-ki öyle- bir başlangıç
belkide dünyanın en güzel gülüşlerini göreceğimiz bir mabet
tabiki bunun için bile olsa ölümü düşünmek istemeyiz asla bir bilinmez olduğundan
ama ne zaman en son öyle içten bir bakış gördünüz
ya da kokusunu her yerde tanıyacağınız biri
tüm düşüncelerinizi duygularınızı hatta ideolojnizi değiştiren biri
alışkanlıklarınız sevdikleriniz renkleriniz kültürünüz belki dininiz
sırf o öyle diye bir başkası olma isteğiniz
ne zaman hiç görmediğiniz bir yere deli gibi gitme arzusu oluştu
zaten hiç bilmediğiniz bir şey için meraklandınız
ne zaman olduğu hiç önemli değil
beşki de tek önemli olan böyle bir duyguyu yaşayıp yaşamamak
ve en gerçeği en doğrusu en güzeli hangisiydi diye düşünmek bazende!
sevginin en güzeli olur mu bilinmez..
umarım en son .. en son anınızdadır
her an aşıksınızdır umarım..

hoşgeldin

önce nefes aldığını sanacaksın sonra nefesin daralacak daha derin nefes almak isteyeceksin boğazın düğümlenmiş yutkunamayacaksın...
gözlerin dolduğunda düşen birkaç damlaya hakim olamayacaksın..
kaçmak isteyeceksin kimsenin olmadığı en kuytuya en gürültüye görülmez olmak isteyeceksin - duyulmaz olmak.
hıçkırarak ağladığında acın diniyor sanacaksın ama yüreğine batacak tam içine saplanacak sanki atmayacak bir daha..
gözlerinde yaş kuruyacak yüzünde artık yorulacaksın aynada uzun uzun kendine bakıp tanıyamacaksın takatin kalmayacak kendini avutmaya..
yüzünü yıka ayağa kalk gülümse
bu acı hiç geçmez
hoşgeldin...










günü ayan her toprağa selam olsun
içinizdeki sebepsiz mutluluklara
bugünde uyandık şükür dememize
aynı güneşe bakarken hep başka karanlıklarda kalmamıza..

mutluluğu biz yaratırız o yüzden "içinizde arayın mutluluk içinizde" derler
ağaçları biz yeşertir yağmurları yağdırırız
şeytan da bizim işimiz tanrıda
aklımız erdiğinden beri dünyaya hükümdarız
kalpleri artık atmayan ruhları serbest kalmış insanlar için matem tutar
kimi zaman can alır kimi zaman can veririz
...