10 Mayıs 2016 Salı

şişe içinde mektuplar-okyanusa

nasıl acır canımız..
etini cimcirerek mi.. bi kesik yada morlukla mı gösterebiliriz bunu..
peki ya hiç bi darbe almadıysak ve acıların en büyüğünü yaşıyorsak..
asıl o zaman 'can'ımız acımaz mı?
yürek sızıntısı ne diş ne kulak ağırısı..
ne ilacı ne iğnesi var...
bolca ağlanır mümkünse en tatlı peluşa sarılıp battaniye içeriside , en depresif şarkılar eşliğinde..
çok sümüklü bi insan olduğunu farkedincede biraz gülüp hayatındaki gerekli gereksiz her insana takılıp biraz kafa dağıtıp finalide uyku ile yapılır..
biraz uzun bi reçete oldu belki ama 'hüzün' ilk etapta bunları yaptırır! kaçınılmaz...
ne zamanki mantık devreye girer ve sen düşünmeye başlarsın o zaman...
en güzel antidepresanlarını da bulursun..
...sabah uyandığında güneşi görürsün mesela bi kahve kokar..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder